Thursday, January 18, 2007

Thursday, April 27, 2006

3 bacakli cocuklarin olsun istiyorsan nukleer'e evet de!


eğer nükleere siz de karşıysanız ne duruyorsunuz kardeşim, girin greenpeace'in sitesine döşenin mektubunuzu...

linki nedir bunun diyenler için:


http://www.greenpeace.org/turkey

Saturday, April 22, 2006

"nato kafa nato duvar"

















Aslı "nato kafa nato mermer" olan bu söylemi hemen hemen herkes bilir. Neden bu yakıştırmayı yaptığımı az sonra yazılanları okuduktan sonra anlayacaksınız sanıyorum.

Her gün işe giderken önünden geçtiğimiz 4.Levente, kafanızı hafif kaldırdığınızda bazı apartmanların üzerinde birtakım mozaikler görebiliriz.
Bu eserlerin Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğlu'na ait olduğunu Yapı Kredi Bankası'nın duvarını süsleyen mozaiğin altında yazan tabeladan öğreniyoruz. Ancak diğer dükkanların üzerindeki mozaikler hakkında ne yazık ki bir bilgi yok. Keşke diğer şirketler ve apartman yönetimleride gereken hassasiyeti gösterseler.

Mozaik eserler, çarşının başındaki Yapı Kredi bankasının üzerindeki mozaikle başlar ve aşağı doğru cadde üzerindeki yapıların üzerini süsler. İş kulelelerinin yakınına kadar bu güzel çalışmaları görebilirsiniz. Daha doğrusu görebilirdiniz. Çünkü ne yazık ki birçoğu ya reklam panolarının altında kalmış ya da üzeri boyanmış halde. Ancak en inanılmazı en alttaki fotoğrafta görülen mozaiğin durumu. 21 Nisan 2006 tarihinde ne yazık ki bu mozaiğin üzerinin yalıtım malzemesi ile kaplandığını gördüm.

Bu mozaikler Bedri Rahmi ve Eren Eyüboğlu'nun eserleri. Ne yazık ki tüm bu eserler sahipsiz. 1950'lerde yapılmış olan bu mozaikler her geçen gün bir bir elimizden gidiyor. Hatırlarsanız Zeugma'daki birçok mozaik sular altında kaldı. Bir kısmı kurtarılabildi. 4.Levente baraj yapılmayacak. Yani bu mozaikler sular altında kalmayacak. Rahat bir nefes alabilirsiniz. Ama nedense rahatlayamıyoruz, çünkü bazı "duyarlı" insanlar bu eserleri tahrip etmenin başka bir yolunu bulmuşlar. Kimini reklam panolarının altına saklamışlar, kiminin üzerine tabela koymuşlar, kimi bazı dükkanların kaçak olarak yaptığı bölmelerin arasında kalmış, kimi de boyaların sıvaların altında...

Eserleri korumak için illa bin yıllık mı olması lazım? (o kadar eski eserlerinde ne kadar korunduğu şüpheli ya) Bu mozaikler neden korunmayı hak etmiyor? Çok mu kötü bu mozaikler. Çevreyi çirkinleştiriyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Sorun ne yazık ki kafalarda... "nato kafa nato mermer" olan kafalarda...





Thursday, March 16, 2006

FOK KATLİAMI BAŞLIYOR!




Kanada hükümeti yeni bir fok katliamına izin verdi. Her yıl belli zamanlarda yapılan bu katliamlarda binlerce fok vahşice öldürülüyor. Kanada Hükümeti bu yıl 325 bin fokun katledilmesine izin verdi. Foklar memeden kesildikten 1 hafta sonra katledilmeye başlanıyor. Bilmeyenler için söylemeliyim, bu foklar tüfekle değil başlarına sopa ile vurularak öldürülüyorlar. Bunun da sebebi kürklerinin zarar görmesini engellemek. Bu katlima seyirci kalmak istemiyorsanız aşağıdaki linki tıklayıp basit formu doldurarak Kanada Hükümetine protestonuzu iletebilirsiniz. http://www.stopthesealhunt.com/site/lookup.asp?link=6717
konuyla ilgili daha geniş bilgi almak içinde aşağıda bir link daha var:
www.stopthesealhunt.ca Bu katliamları önlemenin tek bir yolu var. O da arz talep dengesini bozmak. Bir yol daha var ama çok ütopik olacak o da kısaca şöyle: insanı bu gezegenden kovmak. (ben de dahil:)

Thursday, February 23, 2006

Dicle üzerinde gün batımı...


Üçyüz kişi bir trene atlayıp İstanbul'dan Batman'a gittik. Tek bir amacımız vardı. Hasankeyf'i haritadan silecek olan Ilısu barajına mani olabilmek. Atlas dergisinin organize ettiği bu yolculuk çok keyifliydi. Hele Dicle kenarında sabahlamak... Yeni insanlar tanımak... Belkide yakın bir zamanda yok olacak bu tarine son kez bir dokunmak...

Şu sıralar baraj hakkında birçok şey söyleniyor. Ne yazık ki ülkemiz insanı tarihini koruma konusunda çok bilinçli değil. Bu böyle oldukça ne yazık ki birçok değerimiz yok olup gidiyor. İnsanların her şeyi para olarak görmekten vazgeçmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde güzel bir gelecek hazırlayabiliriz.